Acr 2016 fibromiyalji tanı kriterleri nelerdir?

Fibromiyalji, yaygın kas-iskelet sistemi ağrıları, yorgunluk, uyku bozuklukları ve bilişsel sorunlarla karakterize bir sendromdur. 2016 yılında American College of Rheumatology (ACR) tarafından güncellenen fibromiyalji tanı kriterleri, hastalığın tanısı için daha sistematik bir yaklaşım getirmiştir. Bu kriterler, klinik uygulamalarda daha etkili bir şekilde fibromiyalji tanısını koymaya yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

ACR 2016 fibromiyalji tanı kriterleri iki ana bileşene dayanmaktadır:

• Yaygın Ağrı Skoru (Widespread Pain Index - WPI)
• Fibromiyalji Semptomları Şiddet Ölçeği (Symptom Severity Scale - SS)

WPI, hastanın son bir hafta içinde vücudunun hangi bölgelerinde ağrı hissettiğini değerlendiren bir ölçektir. Toplamda 19 farklı anatomik bölge bulunmaktadır ve hastalar bu bölgelerden hangilerinde ağrı hissettiklerini belirtmelidir. Her bir ağrı noktası için 1 puan verilir. WPI toplam puanı 0 ile 19 arasında değişmektedir.

SS, fibromiyalji ile ilişkili diğer semptomların şiddetini değerlendiren bir ölçektir. Bu ölçek, yorgunluk, uykusuzluk ve bilişsel sorunlar gibi semptomlara dayanmaktadır. Her bir semptom için 0 ile 3 arasında puan verilir. SS toplam puanı 0 ile 12 arasında değişmektedir.

Fibromiyalji tanısı koymak için, hastanın WPI puanının en az 7 ve SS puanının en az 5 olması gerekmektedir. Alternatif olarak, WPI puanı 3 ile 6 arasında ise, SS puanının en az 9 olması gerekmektedir. Bu kriterlerin karşılandığı durumlarda, fibromiyalji tanısı konulabilir.

Fibromiyalji tanısında, hastanın semptomlarının sürekliliği ve diğer potansiyel nedenlerin dışlanması önemlidir. Bu nedenle, klinik değerlendirme sürecinde, hastaların tıbbi geçmişi, fizik muayene ve gerekli laboratuvar tetkikleri yapılmalıdır. Ayrıca, fibromiyalji tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım benimsenmesi önerilmektedir.

Bu kriterler, hem klinik pratiğe hem de araştırmalara önemli bir katkı sağlamıştır. ACR 2016 kriterleri, fibromiyalji tanısını daha standart hale getirerek, hastaların tanı ve tedavi süreçlerinde daha iyi sonuçlar elde edilmesine olanak tanımaktadır.